Yatlar biraz pahalı bir yaşam tarzına hizmet ediyor olsa da bazı risklere karşı tam bir güvence içinde değiller. Bu kadar pahalı bir zevkin, birden çıkacak bir yangında elden çıkması, birden bastıran bir fırtınada alabora olup batması, kontrolun kaybedilip bir yerlerde karaya oturması veya kayalara çarparak parçalanması hiç de olmayacak şeyler değil. Hep kötü senaryolar kurduk ama sigortacılık işi de bu yüzden var değil mi zaten?

Deniz tutkunu olanların hayallerinde hep bir yata sahip olmak vardır. İnsanlar bütçeleri elverdiği ölçüde en küçüğünden en büyüğüne kadar çok geniş bir yelpazede sunulan bu teknelerden birine sahip olmak isterler. Ancak denizin şakaya gelir tarafı yoktur. Ne kadar iyi bir denizci de olunsa olmadık sıkıntılarla karşı karşıya kalma ihtimali hep var. Böyle olunca da bu tekneyi güvence altına alma gereksinimi doğuyor.

Yat sigortaları, oldukça teknik ve ayrıntıları olan bir sigorta şeklidir. Bu karmaşayı ortadan kaldırmak ve yat sigortacılığına bir standart getirmek adına İngiliz sigortacılar, Londra Sigortacılar Enstitüsü olarak tekne klozlarıismiyle bir güvence sistemi kurmuşlar.

Yat sigortalarının ne olduğunu anlamak için öncelikle bu sigortaların neyi kapsadığına ve neyi kapsamadığına bakmak gerekir. Bir kere yatın gövdesi, makineleri ve yardım botları, yat sigortası ile güvence altındadır. Ayrıca yat ile birlikte alınıp satılması normal olan diğer ekipmanlar da güvence altındadır. Ancak yat ile aynı adı taşımayan yardım botları ile kişisel eşyalar, teknenin yakıtı ve balıkçılık takımları gibi teknede bulunan diğer eşyalar güvence altında değildir.